www.kaybandi.com

HAMLET, DANİMARKA PRENSİ

           Danimarka Kraliçesi Gerturede,Kral Hamletin ani ölümü ile dul kalmıştı.Ölümünün üzerinden 2 ay bile geçmemiştiki kraliçe kralın kardeşi Cladius ile evlendi onun bu davranışı çoğu kişi tarafından sadakatsizlik  duygusuzluk ve daha kötü suçlamalarla karşılanmıştı,çünkü Cladius hiçbir açıdan eski kocasına benzemiyordu,ne zekası nede karakteri ona benziyordu dış görünüşünün nefret uydarmasının yanı sıra karakter olarakta değersiz ve yüzeysel biriydi.Ayrıca insanların bu şüpheleride yersiz değildi çünkü kardeşi kralı sonradan karısıyla evlenerek Danimarka tahtına geçmeyi düşündüğü için,kendisi öldürtmüştü bunları planlarkende ölen kralın oğlu ve kanuni varis genç hamleti saf dışı bırakmayı düşünüyordu.                                                                             

              Ancak kraliçenin bu davranışı,herkesten çok babasının anısına sonsuz bir saygıyla bağlı olan genç prensi etkiledi.Çok onurlu bi genç olan ve kendisi özellikle dürüst bir yaşama sahip olmayı isteyen prens,annesi Gertrude un bu davranışını içine evliliğinin utancı arasında kalan prens derin bir melankoliğe kapılmış,tüm neşesini yitirmiş,artık kitaplardan bile zevk almaz hale gelmiş,gençliğine yakışan prenslik görevlerini ve eğlencelirini boş vermişti.Verimsiz ve tüm çiçekleri koparılmış bir bahçeye benzettiği dünyadan çok sıkılmıştı.Aslında onun ruhunu sıkan olay,kanuni hakkı olan tahttan çekilmek zorunda kalması değildi açıkçası bu genç ve soylu bir prens için kabul edilmesi çok zor bir yaraydı.Yinede,onun ruhunu karartan esas olay,annesinin babasının anısına bu denli saygısızlık sevecen ve hoşgörülü davranmıştı.Ve annesi,daha iki ay bile geçmeden sevgili babasının kardeşi,amcası ile evlenmişti,bu evlilik bu akrabalık ilişkisi yüzünden kanunsuz ve uygunsuz olmakla kalmayıp,annesinin taht ve yatak arkadaşı olarak seçtiği kişinin karaktersizliğinden dolayı da çirkindi.işte bu,genç ve onurlu prens için elinden on taht alınmasından daha beterdi ve ruhunu sıkıntıya boğuyordu.

              Annesi Gertrude ve kral her ne kadar prensin düzelmesi için çaba gösterselerde,hepsi boşunaydı.Prens,hala kral babasının ölümü için yas tutuyordu simsiyah kıyafetini üzerinden hiç çıkarmıyordu hatta annesinin evlendiği gün ve o günkü eğlencelere katılırken bile (ki,bu ona göre uğursuz bir gündü) bu simsiyah kıyafet üzerinden hiç çıkmamıştı.

              Prensi esas rahatsız eden babasının ölümündekli belirsizlikti.Claudius onu bir yılanın soktuğunu söylemişti,ancak hamlet bu yılanı Cladius un ta kendisi olup olmadığı şüphesini taşıyordu,yani,daha açık bir dille söylemek gerekirse,onu tahtı için öldürdüğü ve babasını sokan bu yılanı şimdi tahta geçtini kast ediyordu.

              Prens bu şüphelerine nekadar haklıda olsa annesi hakkındaki düşünceleri,annesinin bu  cinayetten nekadar haberdar olduğu,bu cinayeti onaylamışta olsa bilgisi dışında gerçekleşmişte olsa,bu düşünceler onun beynini kemirip,rahatsızlık vermeye devam ediyordu.

              Bu arada Hamlet in kulağına,babasına çok benzeyen bir görüntünün,askerler tarafından sarayının açıklık bir alanında gece yarısından sonra,iki veya üç kez görüldüğü söylentisi geldi bu görüntü tepeden tırnağa ölü kralın zırha bürünmüştü ve onu görenler (Hamletin en yakın arkadaşı Horatio da bunlardan biriydi) herzaman saat 12 yi çaldığında ortaya çıktığını,solgun,sinirli olmaktan çok üzüntülü göründüğünü sakalını siyah gümüşi bir renkte olduğunu,hayatta iken de aynı renk sakalı olmasına rağmen,bu hayalin sakalını korkunç göründüğünü onunla konuşulduğunda cevap vermediğini ancak sadece bir kez sanki konuşacakmış gibi kafasını kaldırdığını ancak tam o sırada sabah horozunun ötmesiyle gözden kaybolduğunu söylüyorlardı.

              Bunları duyunca çok şaşıran genç prens,yinede bu hikayeye inandı çünkü herkesin anlattıkları birbirini tutuyordu.Sonuçta bunun babasının hayaleti olduğuna karar vererek,o gece askerlerle birlikte beklemeyi düşündü,çünkü bu hayaletin bir amaç uğruna göründüğüne daha önce kimseyle konuşmamış olmasına rağmen kendisiyle konuşacağına inanıyordu.Bu yüzden,sabırsız bir şekilde gece olmasını beklemeye başladı.

             Gece olunca,prens Horatio ve muhafızlarından biri olan Marcellus ile birlikte hayalin göründüğü yerde beklemeye başladılar.O gece hava aşırı derecede sert ve soğuktu.Tam Hamlet,Horatio ve arkadaşları gecenin soğukluğu ile ilgili bir konuşmaya başlamışlardı ki birden horatio hayaletin gelmekte olduğunu haber verdi.

              Babasının ruhunu gören Hamlet,şaşkınlık ve korku duydu.Öncelikle meleklerin ve kutsal yaratıklarının kendisini korumasını diledi,çünkü bu ruhun iyimi yoksa kötümü olduğunu,iyimi yoksa kötü bir amaçla geldiğini bilmiyordu.Ancak sonradan cesaret toplamaya başladı.Bu sırada babası ona acıyarak bakıyordu ve sanki onunla konuşmak ister gibiydi.Yaşarken ki haline okadar benziyordu ki,Hamlet kendisine hakim olamayarak ona Hamlet,kral,baba!diye seslendi ve ona mezarını terk etmesinin sebebini sordu.Ayrıca ona neden tekrar gelerek ay ışında dünyaya döndüğünü ruhunu rahatlatmak için yapabilecekleri bir şey olup olmadığını sordu.Bunun üzerine hayalet Hamlet’e yalnız olabilecekleri ıssız bir yere gitmeleri için işaret etti Horatio ve Marcellus yinede bu ruhun kötü bir ruh olabileceğini,genç prensin deniz kenarına veya korkunç bir yamaca götürüp prensin aklını kaçırmasına neden olabilecek korkunç bir şekle bürünebileceğini düşündükleri için Hamleti gitmemesi için zorladılar.Ancak onların tüm öğütleri ve yalvarmalarına rağmen,Hamlet kararından vaz geçmeyerek gitmeye hazırlandı.Hamlet zaten hayatınan bezdiği için onu kaybetmekten korkmuyordu ve ruhuna gelince zaten kendisi gibi ölümsüz bir şeye ruh ne yapabilirdi ki?kendisini aslan gibi güçlü hissederek onların kurtuldu ve ruhu izlemeye başladı.

               İkisi yalnız kaldıklarında ruh sessizliğini bozarak,kendisini korkunç bir şekilde öldürülmüş olan babası kral Hamletin hayaleti olduğunu ve kendisinin yatağına ve tacına göz dikmiş kardeşi Cladius tarafından,daha önce Hamletinde tahmin ettiği gibi öldürüldüğünü söyledi.Kensinin her öğlenden sonra yaptığı gibi bahçesinde uyurken,kötü kalpli kardeşinin kulaklarından içeri zehirli banotu suyunu boşalttığını,bu suyun civa gibi tüm damarlara yayılıp,kanı zehirlediğini,deri üzerinde kabuklar olşturup,cüzzamlı gibi görünüp verdiğini anlattı.uykusunda kardeşi tarafından zehirlenelerek tacını,kraliçesi ve hayatını kaybettiğini söyledi.Hamlet’e eğer babasını gerçekten seviyorsa bu korkunç ölümün intikamını almasını söyledi.Ayrıca bu hayalet,oğluna annesinin,kendisinin katili ile evlendiği için erdemlerinin kaybetmekte olduğunu,ancak Hamlet babasının öcünü alırken annesine hiç dokunmamasını tembihledi sonrada annesini tanrıya havale etmesini yada vicdanın iğneleri ve boynuzlarına terk etmesini söyledi.Hamlet,hayaletin söylediklerine uyacağını söyledi ve hayalet kayboldu.

              Hamlet yalnız kaldığında,hafızasındaki herşeyi,şimdiye kadar gözlemlerden veya kitaplardan öğrendiği herşeyi silerek sadece hayaletin söylediklerine ve kendisinden yapmasını istediklerini düşünmeye başladı.Hamlet hayalet ile bu konuşmasını,sadece sevgili arakadaşı Horatio ile paylaştı ve hem Horatio’ya hemde Marcellus’a o gece yaşadıklarını kimseye söylememelerini tembihledi.

              Hayaketi görmesinin hamlet üzerinde korkunç bir etkisi oldu ve daha önceden de zayıf ve sıkıntılı olmasına rağmen,bundan sonra iyice mantığını kaybetmeye başladı.Bu etkinin sürekli olacağından korkarak amcasının hareketlerini gözleyip,kendisine karşı bir proje hazırladığını anlmasından ürktü.Amcasının,ona karşı geleceğini veya babasının ölümünü anlayacağından korkarak,gerçekten aklını kaçırmış gibi davranmaya karar verdi.Böylece,amcası onu herhangi bir plan hazırlamasından şüphelenmeyecek ve kaçıkmış gibi görünerek zihnmini kurcalayan sorunlarada daha kolay çözümler bulacaktı.

              Bu kararından sonra,Hamlet görünüşüne,konuşmasına ve davranışlarına öyle garip bir hava verdiki aklını kaçırmış bir kişiye tıpatıp uyuyordu.Annesi ve kral,onun bu davranışlarını ciddiye aldılar ve bu akli dengesizliğin nededini babasının ölümünden duyduğu üzüntüye bağlamayarak,hastalığının aşk olduğunu,aşık olduğu kişinin kim olduğunu bilmediklerini zannettiler.

               Hamlet,daha önce bahsedilen melankolik ruh haline girmeden önce,kralın devlet işlerindeki başdanışmanı Polonius’un güzel kızı Ophelia’ya aşıktı.Ona mektuplar ve yüzükler göndermiş ona olan duygularını gayet dürüst bir biçimde dile getirmiş ve Ophelia da kendisine karşılık vermişti.Ancak sonradan içine düştüğü melankoliğin yüzünden gözü Ophelia’yı görmez olmuştu.Aklını kaçırmış gibi görünmeye karar verdiğinden beri,ona kaba ve nezaketsiz davranışlarda bulunuyordu.Buna rağman,iyi kalpli Lady,ona bu davranışlarından dolayı içerlemek yerine,bunların sebebinin ruhsal rahatsızlığı olduğuna kaba davranışlarının ise sürekli olmadığına inanmaya başladı.Bir zamanlarki aşık kafası ve kendi içinde harika bir müzik oluşturan ancak tonu ayarlanmadığında veya kabaca çalındığında keskin ve kötü sesler çıkartan çanlara benzetti.

             Hamlet’in babasının katilinden intikam almak gibi ağır bir görevi varken,herkesin,kendisini zannettiği gibi aşkla uğraşacak durumu yoktu.Buna rağmen Ophelia’ya karşı güzel duygular beslemekten kendisini alamıyordu.İşte yine böyle bir anda,Ophelia’ya çok sert davrandığına karar vererek ona içinde aşk sözcükleri ve arzu dolu itiraflar olan bir mektup yazdı.Mektupta kullandığı aşırı ifadeler,ruhi dengesinin yerinde olmadığına işaretti,ancak kalbinin derinliklerinde hala bu güzel kadına büyük bir aşk beslediğinin göstergesi olan duygusal ifadelerde kullanılmıştı.Yıldızların ateş olduğundan Güneş’in hareket ettiğinden,gerçeğin yalan olduğundan herzaman şüphe duyabileceğini ancak tek şüphe duymaması gereken şeyin ona olan aşkı olduğu ve bunun gibi ifadelerle mektubunu doldurmuştu.Ophelia.bu mektubu babasına gösterdi ve babasına gösterdi ve babasıda kendisini Hamlet’in gerçek rahatsızlığını aşk olduğunu zanneden kral ve kraliçeye bundan bahsetmekle yükümlü hissetti.Kraliçe,Ophelia’nın güzelliği yüzünden oğlunun ruhsal dengesini kaybettiğini zannettiği için Ophelia’nın oğlunu iyileştirebilecek tek yol olduğuna inanıyordu.

            Ancak Hamlet’in rahatsızlığı onun düşündüğünden veya iyileştirebileceğini umduğundan daha da derindi.Kendisine görünen babasının hayaleti hala zihnini kurcalıyor,yerine getirmek zorunda olduğu görev,tamamlanana kadar içi rahat etmeyeceğe benziyordu.   

Etiketler: Danimarka Kraliçesi Gerturede, Kral Hamletin ani ölümü ile dul kalmıştı.Ölümünün üzerinden 2 ay bile geçmemiştiki kraliçe kralın kardeşi Cladius ile evlendi onun bu davranışı çoğu kişi tarafından sadakatsizlik duygusuzluk ve daha kötü suçlamalarla ka,

  Kategori: Ödevler

  Tarih: 20.4.2011 17:12:20

  Hit: 1104

  Yorum: 0

• 3
• 1
• 2
• 3
• 4
• 5

 * Adınız Soyadınız : 

 * E-Mail Adresiniz : 

 * Yazıyla İlgili Yorumunuz : 

 * Güvenlik Kodu :